top of page
  • Yazarın fotoğrafıhseturkiye

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Nedir? AB Emisyon Ticaret Sistemi Nedir?

2019 yılında Avrupa Birliği tarafından açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın 2030 yılına yönelik sera gazı emisyon azaltımını en az %55 oranına yükseltmeyi ve Avrupa’nın 2050 yılına kadar dünyanın ilk iklim-nötr kıtasına dönüştürülmesi hedefini gerçekleştirebilmesi için en önemli araçlardan biri Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’dır.



Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, AB içerisinde üretilen ürünlerin, AB’ye ithal edilen ürünlerle aynı karbon maliyetine maruz bırakılması olarak da düşünülebilir. Kısacası ürünleri sera gazı emisyonlarına göre fiyatlandıran bir bakıma vergi koyan bir düzenlemedir. İlk aşamada seçili beş sektörde (demir-çelik, gübre, çimento, alüminyum ve elektrik enerjisi) uygulanacak olan düzenlemenin, ilerleyen süreçte kapsamının genişlemesi beklenmektedir. Türkiye’nin en önemli ticari partnerinin AB ülkelerinin olması ve Türkiye’nin AB’ye ihracatında karbon yoğun ürünlerin ağırlığının fazla olması, ülkemizin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ndan mutlaka etkileneceği sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Düzenleme ile ortaya çıkacak vergi yükü, maliyetlerin artışı, ülkemizin AB’ye ihracatında risklere neden olabilir.


Bu yüzden bazı konuları kısaca belirtmek gerekirse;


Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi Nedir?


AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), AB'nin iklim değişikliğiyle mücadele ve sera gazı

emisyonlarını maliyet etkin bir şekilde azaltmak politikasının temel taşıdır. Dünyanın ilk büyük karbon piyasasıdır ve en büyüğü olmaya devam etmektedir. AB ETS, 'üst sınır ve ticaret (al ve sat)' ilkesine göre çalışır. Sistemin kapsadığı tesisler tarafından salınabilecek belirli sera gazlarının toplam miktarı üzerinde bir üst sınır belirlenir. Üst sınır zamanla azaltılır, böylece toplam emisyonlar düşer. Üst sınır dahilinde, tesisler, gerektiğinde birbirleriyle ticaret yapabilecekleri emisyon tahsisatları (izinleri) satın alır. Mevcut toplam tahsisat sayısındaki sınır, bunların bir değere sahip olmasını sağlar. Her yıldan sonra, bir tesis, emisyonlarını tamamen karşılamak için yeterli ödeneği teslim etmelidir, aksi takdirde ağır para cezaları uygulanır. Bir tesis emisyonlarını

azaltırsa, gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamak için yedek tahsisatları tutabilir veya tahsisatları yetersiz olan başka bir tesise satabilir. Ticaret, emisyonların en az maliyetli olduğu yerde kesilmesini sağlayan esneklik sağlar. Güçlü bir karbon fiyatı, yenilikçi, düşük karbon teknolojilerine yatırımı da teşvik etmektedir.



2005 yılında kurulan AB ETS, dünyanın ilk uluslararası emisyon ticaret sistemidir. AB, ETS'yi diğer uyumlu sistemlerle birleştirmeyi amaçlamaktadır. AB ETS, yüksek düzeyde doğrulukla ölçülebilen, raporlanabilen ve doğrulanabilen emisyonlara odaklanan sektörleri ve gazları kapsar:


  • karbon dioksit (CO2), elektrik ve ısı üretimi, petrol rafinerileri, çelik işleri ve demir, alüminyum,

  • metaller, çimento, kireç, cam, seramik, kağıt hamuru, kağıt, karton, asitler ve dökme organik

  • kimyasalların üretimi dahil enerji yoğun sanayi sektörleri, Avrupa Ekonomik Alanı içinde ticari

  • havacılık; nitrik, adipik ve glioksilik asitler ve glioksal üretiminden nitröz oksit (N2O); alüminyum

  • üretiminden kaynaklanan perflorokarbonlar (PFC'ler).


Bu sektörlerdeki şirketler için AB ETS'ye katılım zorunludur, ancak bazı sektörlerde sadece belirli bir büyüklüğün üzerindeki kurulumlar dahildir.


AB ETS;

➢ Tüm AB ülkelerinde ve İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç'te (EEA-EFTA ülkeleri) faaliyet

göstermektedir,

➢ Enerji sektörü ve imalat sanayindeki yaklaşık 10.000 tesisin ve bu ülkeler arasında faaliyet

gösteren havayollarının emisyonlarını sınırlamaktadır,

➢ AB'nin sera gazı emisyonlarının yaklaşık %40'ını kapsamaktadır.


ETS'nin (2021-2030) devam eden 4. Aşaması beş ana unsurdan oluşur:

  1. Sera gazı emisyonları için azaltılmış bir üst sınır ve daha iddialı doğrusal azaltma faktörü,

  2. Tahsislerin ücretsiz tahsisi ve piyasa istikrar rezervi için revize edilmiş kurallar,

  3. ETS'nin deniz taşımacılığına genişletilmesi

  4. Binalar ve karayolu taşımacılığı için ayrı bir yeni ETS

  5. İnovasyon ve Modernizasyon Fonlarının artırılması ve ETS gelirlerinin kullanımına ilişkin yeni kurallar

Avrupa Yeşil Anlaşması kapsamında Komisyon, Eylül 2020'de AB'nin net sera gazı

emisyonlarını azaltma hedefini 2030 yılına kadar en az %55'e çıkarmak için etki

değerlendirmeli bir plan sundu. 14 Temmuz 2021'de Komisyon, “Fit for 55” paketini

açıkladı. 55'e Uygun paketi, AB politikalarının Konsey ve Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilen iklim hedefleriyle uyumlu olmasını sağlamak amacıyla AB mevzuatını gözden geçirmek ve güncellemek ve yeni girişimleri uygulamaya koymak için bir dizi tekliftir. Fit for 55 (55 için uygunluk), AB'nin 2030 yılına kadar net

sera gazı emisyonlarını en az %55 azaltma hedefini ifade eder. Önerilen paket, AB mevzuatını 2030 hedefiyle uyumlu hale getirmeyi amaçlamaktadır.



Paket kapsamında Komisyon, AB'nin mevcut emisyon ticaret sisteminde (EU ETS) ilgili sektörlerde 2005 yılına kıyasla 2030 yılına kadar %61'lik bir genel emisyon azaltımıyla sonuçlanması gereken kapsamlı bir dizi değişiklik önerdi. Teklif özellikle şunları amaçlamaktadır:

o AB ETS'de deniz taşımacılığından kaynaklanan emisyonları içermesi,

o Havacılığa ve karbon sınır ayarlama mekanizması (SKDM) tarafından kapsanacak sektörlere emisyon tahsisatlarının ücretsiz tahsisinin aşamalı olarak kaldırılması,

o AB ETS aracılığıyla uluslararası havacılık (CORSIA) için küresel karbon denkleştirme ve azaltma planını uygulamayı,

o Modernizasyon fonundan ve inovasyon fonundan sağlanan fonu artırmayı,

o İstikrarlı ve iyi işleyen bir AB ETS sağlamaya devam etmek için piyasa istikrar rezervini gözden geçirmeyi,

o Buna ek olarak, Komisyon, üye devletlerin çaba paylaşımı yönetmeliği kapsamındaki ulusal hedeflerine uygun maliyetli bir şekilde ulaşmalarını desteklemek için binalar ve karayolu taşımacılığı için yeni bir bağımsız emisyon ticaret sistemi oluşturmayı önermektedir.


Sınır Karbon Düzenlemesi Mekanizması Nedir?


AB Komisyonu, 14 Temmuz 2021’de açıkladığı Fit for 55 paketi ile Avrupa'daki iddialı iklim eyleminin 'karbon kaçağına' yol açmaması için hedeflenen ürün seçiminin ithalatına bir karbon fiyatı koyacak olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması önerisini kabul etti. Bu, karbon yoğun üretimi Avrupa dışına itmek yerine, Avrupa emisyon azaltımlarının küresel emisyon düşüşüne katkıda bulunmasını sağlamayı, aynı zamanda AB dışındaki sanayiyi ve uluslararası ortaklarını da aynı yönde adımlar atmaya teşvik etmeyi amaçlamaktadır. SKDM, ithal mallar üzerindeki işleyişini yansıtmak ve tamamlamak için AB'nin ETS’si (EU ETS) ile paralel olarak çalışacak şekilde tasarlanmıştır. Özellikle AB ETS tahsisatlarının ücretsiz tahsisi başta olmak üzere karbon kaçağı riskini ele almak için mevcut Avrupa Birliği mekanizmalarını kademeli olarak değiştirecektir.

Konsey ayrıca, değeri 150 €'dan az olan gönderileri SKDM yükümlülüklerinden muaf tutan bir asgari eşik de öngörmektedir. Birliğe yapılan sevkiyatların yaklaşık üçte biri bu kategoriye gireceğinden ve bunların toplam değeri ve miktarı, bu tür ürünlerin Birliğe toplam ithalatının sera gazı emisyonlarının ihmal edilebilir bir bölümünü temsil ettiğinden, bu önlem idari karmaşıklığı azaltacaktır.

Karbonu etkin bir biçimde fiyatlandıracak olan SKDM şu şekilde çalışacak: AB ithalatçıları, mallar AB'nin karbon fiyatlandırma kuralları altında üretilseydi ödenecek olan karbon fiyatına karşılık gelen karbon sertifikaları alacak ya da AB üyesi olmayan bir üretici, ithal edilen malların üretiminde kullanılan karbon için üçüncü bir ülkede zaten bir fiyat ödediğini gösterebildiğinde, AB ithalatçısı için karşılık gelen maliyet tamamen düşülebilecek.

şletmelere ve diğer ülkelere yasal kesinlik ve istikrar sağlamak için, Sınırda Karbon

Düzenleme Mekanizması aşamalı olarak uygulanacak ve başlangıçta yalnızca yüksek karbon kaçağı riski taşıyan belirli sayıda mal için geçerli olacaktır. Bu sektörler;


  • Demir ve çelik

  • Çimento

  • Gübre

  • Alüminyum

  • Elektrik

SKDM’nin Amaçları Nelerdir?


– AB ETS'nin karbon fiyatına çevrildiği şekliyle AB iklim politikalarının, iklimi hafifletme

çabalarını engelleyecek şekilde yurtdışında emisyon artışına yol açmadan tamamen etkili olmasını sağlamak ve karbon kaçağı riskini ele almak,

– Düşük veya sıfır karbon teknolojilerine yapılan yatırımlar için istikrarlı ve güvenli bir

politika çerçevesinin sağlanmasına katkıda bulunmak,

– Yerli üretim ve ithalatın benzer düzeyde karbon fiyatlandırmasına tabi olmasını

sağlamak,

– AB'ye ihracat yapan üçüncü ülkelerdeki üreticileri düşük karbon teknolojilerini

benimsemeye teşvik etmek,

– Tedbirden kaçma riskinin en aza indirilmesi, böylece çevresel bütünlüğü sağlamak.


Kısacası SKDM, İthalatta ürünün karbon içeriğine göre fiyatlandırılması olarak

adlandırılabilir. SKDM sayesinde ETS, uluslararası bir boyuta taşınmış olacaktır. Çünkü kendi karbon fiyatlama sistemi olmayan ülkeler AB’ye ihracat yaparken ya sınırda karbon vergisi ödemeyi kabul edecek ya da kendi karbon fiyatlandırma sistemini kuracaktır ancak bu sistemin de AB ile uyumlu olması gerekmektedir.


Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından 2021 yılında

yayımlanan rapora göre; SKDM kapsamına ilk etapta gireceği belirtilen demir çelik, alüminyum, çimento, gübre ve elektrik sektörlerinde SKDM ile ticareti en çok etkilenecek ülkeler Rusya, Türkiye ve Çin olarak belirtilmiştir.


Türkiye ve Sınırda Karbon Düzenlenmesi Mekanizması


TÜİK tarafından 2021 yılında paylaşılan verilere göre Türkiye’nin 2019 yılı toplam sera gazı emisyon miktarı 1990 yılına göre %135,4’lük bir artış göstererek 506,1 milyon ton CO2 eşdeğeri olarak hesaplandı. Türkiye’de kişi başına düşen sera gazı emisyon miktarı 1990 yılında 4 ton CO2 iken, 2019 yılında 6.1 ton’a yükseldi. Sektörlere göre emisyon miktarına bakıldığında ise, 2019 yılında CO2 eşdeğer olarak en büyük payı %72 ile enerji kaynaklı emisyonlar alırken bunu sırasıyla %13,4 ile tarım, %11,2 ile endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı ve %3,4 ile atık sektörü takip ettiği görülmektedir.


Avrupa Komisyonu tarafından açıklanan SKDM kapsamında düzenlemeye tabi olacak ürünler taslağında çimento, gübre, demir-çelik ve alüminyum ürünleri ile elektrik ithalatı yer almaktadır. Türkiye’nin 2021 yılında ihracatı, 225,37 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir ve Türkiye toplam ihracatının 93 milyar dolar ile yaklaşık %41,3’ünü AB ülkelerine yapmaktadır. SKDM’nin kapsadığı sektörler incelendiğinde ise, Türkiye’nin AB’ye ihracatında önemli yer teşkil eden karbon salınımı yüksek olan sektörler de yer almaktadır. Dolayısıyla SKDM’den Türkiye’nin ciddi şekilde etkilenmesi olası görünmektedir.




Commentaires


Yazı: Blog2_Post
bottom of page