top of page
  • Yazarın fotoğrafıhseturkiye

Kentlerde İklim Değişikliği İle Mücadele Nasıl Olmalıdır?

Dünya nüfusunun büyük bölümü kentlerde yaşamaktadır ve bu oran giderek artmaktadır. İklim değişikliği, yeryüzünde ani ve beklenmedik hava olaylarının yaşanmasına neden olmaktadır. Kentler, iklim değişikliğinin neden olduğu etkilerin en yoğun hissedildiği alanlardır. Bu etkiler kentlerde ısı adası etkisinin artması, hava kirliliği, sıcak hava dalgaları ve su kıtlığı yaşanması, yağış rejiminin değişmesi, kurak gün sayısının artması, yağmur sularının sel ya da taşkınlara neden olması şeklinde ortaya çıkmaktadır.




Kentlerde yapılı alan yoğunluğunun fazla olması kentleri iklim değişikliğinin etkilerine karşı kırılgan hale getirmektedir. Küresel iklim değişikliğinin neden olduğu ani ve beklenmedik hava olaylarının olumsuz etkilerini azaltmak ve kentleri bu etkilere dirençli hale getirmek, ekosistemlerin sağladığı yararları korumak ve/veya arttırmakla mümkündür. Kentlerde ekosistem değerlerini ve işlevlerini koruyan (ekolojik nitelikleri yüksek) birbirleriyle bağlantılı doğal, yarı doğal ve kültürel alanların oluşturduğu bir yeşil alan ağının (yeşil altyapı sisteminin) sağladığı ekosistem servisleri iklim değişikliğinin etkilerini azaltmada önemli bir rol oynar.


Bu ekosistem servislerinden bazıları aşağıdaki gibi planlanarak ve uygulanarak kentlerde iklim değişikliği ile mücadele edilebilir.


Yeşil altyapı sisteminin mekânsal planlama sürecinin bir parçası haline gelmesi bu sistemi oluşturan bileşenlerin yağış suyu yönetimi çözümlerini içermesi, kentlerin kırılgan ekosistemlerinin korunması, yeşil alanlardan sağlanan ekosistem servislerinin iyileştirilmesine yönelik akılcı çözümler geliştirilmesi kentin iklim değişikliği etkilerine dirençli ve dayanıklı hale gelmesine olumlu katkılar sağlayacaktır.


Hava Kalitesinin İyileştirilmesi


Hava kirliliği günümüzde birçok kentin ortak problemi haline gelmiştir. Kirli hava, solunum ve kalp damar hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık problemine neden olmaktadır. Kentlerde yaşayan kişilerde bu rahatsızlıkların görülme oranı daha yüksektir. Özellikle yaşlı ve çocuklar bu hastalık gruplarında risk altındadır. Kirleticiler atmosferde partikül (PM-partikül madde) ya da gaz (C-karbon, NO2-azotdioksit, O-ozon, SO2-sülfürdioksit) şeklinde bulunur. Partikül maddeler insan sağlığını etkileyen en önemli kirleticilerden biridir. Havada asılı halde bulunan bu maddeler tane boyutlarına göre PM2.5 (boyutu 2.5 μm’dan küçük) ve PM10 (boyutu 2.5-10 μm) olarak adlandırılır.


Ağaçlar ve bitkiler, kirleticileri atmosferden uzaklaştırarak kentin hava kalitesini iyileştirir (Nowak& Dwyer, 2000). Ağaçlar, havadaki kirleticileri içine çekerek ya da yaprak yüzeylerinde tutarak filtreleme yeteneğine sahiptir. Ağaçlar, fotosentez yaparak atmosferdeki karbonu tutar ve odun dokusunda depolar. Organları ya da kendisinin ölümünden sonra depolanan karbon atmosfere geri döner. Uzun ömürlü ağaçlar kısa ömürlülere göre daha fazla miktarda karbon depolama yeteneğine sahiptir. Yaprak yüzeylerinde tutulan kirleticiler ağaç yaprak dökene ya da yapraklar yağışla yıkanana kadar bitki üzerinde kalır.



 

Kaynak : T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İklim Değişikliği Eğitim Modülleri Serisi 12

16 görüntüleme0 yorum

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page