top of page
  • Yazarın fotoğrafıhseturkiye

İklim Değişikliği, Madencilik Endüstrisinde Neleri Değiştirecek?

Her ne kadar madencilik endüstrisi direkt olarak “Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması”nda yer almasa da iklim değişikliği nedeniyle karşı karşıya kaldığı tehditler aciliyetini koruyor. İstatistikler ve tahminler, şiddetli yağış, kuraklık ve sıcaklık gibi iklim tehlikelerinin daha sık ve yoğun hale geleceğini ve madencilik operasyonlarında fiziksel zorlukları arttıracağını gösteriyor. Ayrıca endüstriler genelinde yaygın karbondan arındırma çalışmalar, madencilik endüstrisi için emtia talebinde büyük değişimler yaratabilir.


Küresel ölçekte karbon emisyonlarının %4-%7 madencilik endüstrisi tarafından oluşturulmaktadır. Doğal olarak bir süre sonra sektör, karbon emisyonlarının azaltılması için hükümetler, yatırımcılar ve toplumdan gelen baskı ile karşı karşıya kalacaklar. Dolayısıyla sektörün şimdiden karbon emisyonları azaltımları konusunda çalışmalar yapmak zorunda olduğunu görmekteyiz.


Diğer bir yandan da yaşanan iklim değişikliği nedeniyle, madencilik endüstrisinin iklim tehlikelerine karşı eylem planlarını oluşturması gerekmektedir. Halihazırda bugün bakır, altın, demir, ve çinko üretiminin %30-%50’si su stresinin zaten yüksek olduğu bölgelerde yoğunlaşıyor. İklim değişikliğinin daha sık kuraklık ve sellere neden olarak bazı madencilik faaliyetlerini aksatacağı düşünülmektedir. 2018 yazında Almanya’da bir maden firması şiddetli kuraklık nedeniyle iki madeninin de üretime ara vermek zorunda kaldı günlük 2 milyon dolar kaybetmek zorunda kaldı.



Madencilik Endüstrisi 2050 yılında hangi konumda olacak?


Madencilik endüstrisi için bir başka konu da emtialara olan talebin değişmesidir. Rüzgâr türbinleri, güneş fotovoltaikleri ve elektrikli araçlar gibi düşük karbon teknolojilerindeki önemli büyüme, bu teknolojiler için gerekli olan ham maddelere olan talebi artırmaktadır. Özellikle endüstrilerin elektrikli araçlar ve bataryalar üzerinde durması nedeniyle, kobalt, lityum ve nikel için önemli bir talebin olacağı aşikardır. Karbon emisyonların azaltımı denilince ilk olarak akla gelen kömürden enerji üretiminin de azalacağını düşünürsek özellikle metalürjik kömür yerine yeşil hidrojen ve biyokütlenin tercih edileceği de şimdiden belli olmaktadır. Yapılan hesaplamalara göre 1,5 oC’lik bir azaltım sağlamak için demir-çelik sektörünün kullandığı kömür miktarının 2050 yılına kadar %80 azaltılması gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu durum, madencilik sektörünün %50’sini oluşturan kömür madenciliğinin bu değişimlerden ne kadar çok ekileceğinin bir göstergesi olacaktır.


Madencilik endüstrisinin karbon emisyonlarının azaltmasının çok fazla maliyetler getirdiği ve kömür gibi ısınma amaçlı kullanılan fosil yakıtların ayrıca karbon emisyonları da oluşturması ile birlikte, genel olarak artık yatırımların daha maliyetleri yüksek bile yenilebilir enerji kaynaklarına aktarılacağını da unutmamak gerekmektedir.


Madenlerde Elektrikli Araç Kullanımı Nasıl Arttırabilir?


Madenlerde maalesef yüksek güç ihtiyacından dolayı elektrikli araç kullanımı sadece %0,5 olarak kayıtlara geçmektedir. Elektrikli araç teknolojisinin ve pil teknolojisinin ilerlemesi ve madenlerde güneş enerjisi için uygun alanların bulunması, güneş enerjisinden, araçlar ve ekipmanlar için gerekli enerjinin sağlanması madencilik endüstrisi için yakın gelecek karbon azaltım planlarından sadece bir kaçı.


Son olarak her ne kadar maden endüstrisi direkt olarak karbon emisyonları açısında daha az masum gibi görünse de domino taşı etkisi olarak önümüzdeki yıllarda çok fazla değişime gebe olduğu aşikardır.

コメント


Yazı: Blog2_Post
bottom of page